30 Kasım 2010 Salı

Elmas


Elmas bir gözdür yürek:

Ve

çizilmeye görsün bir kere

artık hep sedefsi bir yırtıkla bakacaktır

cümle aleme

29 Kasım 2010 Pazartesi

Leş.


Sonunda içimdeki yasak aşkı öldürebildim.


Ama leşi hala kalbimde.

Kokusu geldikçe hatırlıyorum seni.

Belki bu yüzden unutamıyorum ?




GüLüM'Se

27 Kasım 2010 Cumartesi

Ey Can!



Ey Can !

Şu fâni varlıklara gönül vererek yerlerde sürünme;

aşk kanadını aç da, birazcık yüksel, uç!

Çünkü ay, yerde değildir, yücelerdedir;

gölge ise aşağılardadır!

Dilenciler gibi her kapıyı çalma, her kapıdan bir şey bekleme!

Aklını başına al, yer kapılarını çalma da gök kapısını çal!

Korkma; sen, üstün bir varlıksın!

Elin göklere kadar uzanır; gök kapısını çalabilirsin!

~Hz. Mevlânâ~

26 Kasım 2010 Cuma

Söz..






Gözümün yaşına bile bakma,  memnunum ben halimden
Bu acıyı çektirmeden bırakmaz yakamı içimdeki göz..


24 Kasım 2010 Çarşamba

Mim from Lâm-ı Tarif

Sevgili Lâm-ı Tarif beni mimlemiiiş..

Mimin konusu şöyle; Kitaplığınızın karşısına geçin. Gözlerinizi kapatın. Elinizi kitapların üzerinde gezdirin ve birini seçin. O kitabı satın aldığınız ya da hediye geldiği anı hatırlamaya çalışın. İlk kez okuduğunuzda neler düşünmüştünüz, hatırlayın. 55. sayfayı bulun. Sayfayı tekrar okuyun. Sayfadan bir paragraf seçin ve mim konusu olarak bunu blogunuza yazın. Daha sonra siz de arkadaşlarınızdan üç tanesine cevaplaması için gönderin.


Bu kitabın hikayesi şu; Elif Şafağın yeni çıkan romanını duyunca ilgimi çekti alıp okumak istedim. Memleketimdeki kırtasiyede "AŞK"ı bulamadım ama aynı yazarın "ŞEHRIN AYNALARI" kitabını gördüm. Yazarın kalemine alışmak babında alıyım okuyum bakalım nası dedim. Ve aldım bi solukta okudum. Güzel değisik bi hikaye çok karakter var ve hepsi ayrı ayrı ruh halindeler ilginçti ama güzeldi yani...


Şimdi 55. sayfayı açarken bi garip oldum.. Bu yaz geldi aklıma, memleketimde geçirdiğim günler.. Sabahları her zamanki gibi herkesten erken kalkardım. Pencereden okumama yetecek kadar ışık geçmesini sağlardım, yanıma saat ve kalem alır yatakta okurdum.. Saat, tabi saate bakmak için (insan kitap okurken zamanın nasi geçtiğini farketmiyo) , kalemde beğendiğim satırların altini çizmek için...
içim cızz etti şimdi bak :( Memleket hasreti bi bambaska....

her neyse dönelim konuyaa.. Kitabın 55. sayfasından bir alıntıı buyrunn :




Dikti yokuş, bitmek bilmiyordu. Göğe doğru kıvrılarak uzanan incecik bir merdiven gibiydi. Ölüme benziyordu yokuş; sonunda ne olduğu , buradan bakınca görünmüyordu. Geri dönebilirdi gerçi. Vazgeçebilirdi. Ölebilirdi istese; yada yaşayabilirdi. Günahkârların sustugu yerde, günahların dillendigini öğrenmisti. Daralıyordu çember; şeytanın gölgesine basmamak, pençesine düsmemek için çırpınıyordu. Şerha şerhaydı yüreği; dağdar edilmisti dili. Yüreğini unutalı çok olmuştu ama diliyle görülecek hesabı vardı.

"Kadın, günahını itiraf etmeden, utancını söze dökmeden ölünce, dillenen günahı olmuş."

 

Elif Şafak, ŞEHRIN AYNALARI

Azraile tebessüm




Bu dünyada renk, nakış, lezzet, ne varsa küsüm;

Gözümde son marifet, Azraile tebessüm...

Necip Fazıl KISAKÜREK

23 Kasım 2010 Salı

Ve bir anda yıkılır hayaller!



Ve bir anda yıkılır hayallerin..

Bir hamlede..

Ve ; kimse acımaz sana.. hayallerine.. kırık dökük hayallerine..

Güzellikle beslediğin, gerçekleşeceğini çok umduğun hayallerin var ya hani.

Tek hamlede yıkılır TEK !



Gülümse.
(Artik gülümsemekte zorlaniyor ..)

22 Kasım 2010 Pazartesi

Aşk'tım.. Vazgeçtim

Aşk'tım. Vazgeçtim



Aşk’tım
Aşık’tım
(vaz) gecebilirdim
Geçtim.

Gitmelere dönüyordum
Nice seller götürüyordu
Yaşanmışlıklarımı beraberinde.
Bir ana sığdırdığım
Bin ömür hayatım.
Vazgeçmek aşkın kendisiydi

-Ben seni değil
Aşkı sevmiş
Vazgeçmeyi kabullenmiştim...-

Şimdi güncemde bana kalan
Sensiz yokluk
İçimde eriyen
İçimde eriten
İçimi sarsan,senden bana kalan bir ömürlük alıntılar...
....Sen beni gizli seviyordun, bense en aşikarlığındaydım sevdamın.
Vazgeçmelerin bana düşeceğini nerden bileblirdim? ..

Bu senden kaçmak değil, bu içimde yitirdiğim kendimdendir.Çünkü ben sana gelmekle tüm bildiğim, öğrendiğim beni ben eden herşeyden vazgecerek geldim.Ben sana gelirken kendimden geçtim.
Aşk için şimdi senden geçiyorum.Bir ömrü bir ana sığdırarak kendimi, senli düşlerin en törpüsüz yerine itiyorum.Her uykuya dalışımda törpülenmeyen yanlarının yüreğime, tenime takılıp acıtsın diye...


Sen adını bana acı ile öğreten..
Adını biliyorum
Adını öğrendim
Adın Aşk...
Suretinse bir yokluk.
Suretinse unutulmaya mahkum
Suretinse hiç yaşamamışlığım
Aynaların aksinde...


Yoklukla barışmayan ruhum, varlığına inandığı günlerde seni tanıdı.Sen ne cennet olabiliyordun ne de cehennem. Sendeliyordum seninle. Ne dokunabiliyorduk ne de yanabiliyorduk ellerimiz de...
Rüyalarımda gördüklerim, aynadaki ters iz düşümleri gibiydi. Seni tanımıyordum Aşkı görüyordum. Yaklaştıkça sana...Sana yaklaştıkça biraz daha yabancı oluyordum.
Gecenin en son noktasında, kendimden yitiyor, sana doğamıyorken senin aşkında kayboluyordum...


Bizimkisi suretsiz bir Aşk’tı.
Sen beni, bende seni tanımıyorduk.
Tanıdığımda ise Aşkın vazgeçmek olduğunu hatırlamak bana düştü...

Sen kendini karanlıklar olarak nitelerdin.Bense aydılığında, yürüyordum senin.Aramızda ki yabancılık böyle başladı.
Sen ben de seni, ben de sen de beni görüyorduk.
Aynalar yalancı, Aşk ise gerçekti bize...
Susmalarının ardında saklanan sen aslında seni yansıtmıyordu.Ben sen de Aşkı görüyordum..Bunu farkettiğim de ise bana Aşkın vazgeçilmezi olan (vaz)geçmeyi kabullenmek kaldı...

Şimdi biz; bir birini tanıdığı kadar birbirine yabancı, İki insan iki Adı konulmamış bir duyguyuz.
Aşk’tım
Aşık’tım
(Vaz) gecebilirdim
Geçtim...

19 Kasım 2010 Cuma

Gör Gecenin Işığını...

 


1 Geceleri nasılda ıssız olur… Kimselerin olmadığı sokak lar kimsesiz gibi dursada herşeyin sahibi Allah gecelerinde sahibidir…

İnsan’
ın istedikden sonra yapamayacağı hiç bir şey yoktur! Gece vardiyasında çalışan işçi kendini işine gore ayarlar ve uyuma saatini ayarlayarak gecenin kör karanlığında kalkıp işinin başına gider…

Geceler bazıları için uyku vaktinden başka bir mana içermediği gibi bazıları içinde içki şişelerinde kaybolma vaktidir…
Geceler kimileri içinde Nur vaktidir!

Gündüz elde edemeyeceğimiz huşu gecede saklıdır… Allah ile konuşmak vaktidir… Dua etmek gecenin karanlığındaki o ışığı görme vaktidir…

Uykular sonsuz dipsiz bir kuyu… Bu gözler çok kapandı artık gözümüzü açma vakti!


2 Gece kim uyanır?
Polis uyanır göreve gider asker uyanır nöbete gider. Doktor uyanır hastaya gider İşçi uyanır fabrikaya gider. Bu kadar iş için gece uyananlara inat bizde Allah için teheccüd namazına kalksak?

Vakit gece yarısı… Lambalar sönmüş… Sokaklar ıpıssız… Şehir uykuda. Aniden bir ses bölüyor sessizliği. Aniden açılıyor gözleri. Karanlığı izliyor bir sure… Aniden fılatıyor yorganı… Abdest alıyor. Başka bakışlar yok üstünde… Sadece Rabbi görüyor onu. Kimse yok yanında, sadece Rabbi var… "Ya Rabbi, bir tek senin huzurundayım" deyip, namaza duruyor. Riyasız, gösterişsiz… Biliyor ki, Allah için kalktı yatağından, Allah da biliyor ki yalnızca kendisi için kalktı yatağıdan. Bu manevi atmosferi gündüz yaşamak zor. Gündüz bu "aydınlığı" bulmak zor. Dünya’dan ahirete giderken berzah’tan geçeceğiz. Yolculuğun en güvenilir elbisesidir gece ibadeti. O yolculuğun azığıdır. Güvenidir. "Uyanamıyoruz" diyorlar. Devam… Bir gün gelinecek, kalkılacak. Saati kurmaya devam. Kalkamamanın pişmanlığı artar artar, sonunda yatak insanı rahatsız eder.

Çok uyuduk… Uykular geçip gitti.

" İnsan, kainatın ekser envaına muhtaç ve alakadardır. İhtiyacatı alemin her tarafına dağılmış; arzuları ebede kadar uzanmış. Bir çiçeği istediği gibi, koca bir baharıda ister. Bir bahçeyi arzu ettiği gibi, ebedi cennetide arzu eder. Bir dostunu görmeye müştak olduğu gibi, Cemil-i Zülcelali de görmeye müştaktır. Başka bir menzilde duran sevdiğini ziyaret etmek için o menzilin kapısını açmaya muhtaç olduğu gibi, berzaha göçmüş yüzde doksan dokuz ahbabını ziyaret etmek ve firak-ı ebediden kurtulmak için, koca dünyanın kapısını kapayacak ve bir mahşer-i acaip olan ahiret kapısını açacak, dünyayı kaldırıp, ahireti yerine kuracak ve koyacak bir Kadir-I Mutlak’
ın dergahına ilticaya muhtaçtır" (Bediüzzaman, Sözler, 23. Söz, Tenvir Neş., s. 297)



 3 Allah’ım! Sana teslim oldum, sana inandım, sana tevekkül ettim Sana yöneldim. Hasmına karşı senin (bürhanın) ile dava açtım. Hakkımı aramada senin hakemliğine başvurdum. Önden gönderdiğim ve arkada bıraktığım hatalarımı affet. Gizli işlediğim, aleni yaptığım, benim bilmediğim, senin benden daha iyi bildiğin hatalarımı da affet! İlerleten Sen, gerileten de Sensin. Senden başka ilah yoktur.  


1: Mesut ÇELİK
2: Hekimoğlu İsmail / Allah Kullarıyla Nasıl Konuşur? (s. 21-22)

3: Bediüzzamn Said Nursi

16 Kasım 2010 Salı

Mim from A.Y

Sevgili A.Y beni mimlemis! Dogrusu baya heycanlandim x)

Öncelikle $unu belirtmek isterim affiniza siginarak.. Yurt disinda büyüyen bir genç kiz olarak daha yeni yeni türk edebiyatina merak salmis bulunuyorum.. Dolayisiyla kitap repertuarim pek genis degil :/

En son Elif $afagin "ASK" adli romanini okudum. Hangi cümleyi cevap olarak yazsam diye arastirirken fark ettimki altini çizdigim çok satir olmus :) ama ben yinede mimi bozmayip aralarindan zar zor birtane seçtim =)




 
-"Nasıl ki çömleği tutan dışındaki biçim değil, içindeki boşluk ise,
 insanı ayakta tutan da benlik zannı değil, hiçlik bilincidir."

Elif Şafak - Aşk

Mim from Devletnur..

Devlenurum mimlemissin bizede cevaplamak düser x) iste geliyoorr..

1. En sevdiğiniz kelime?
ISLAM, ve Gülüm

2. Nefret ettiğiniz kelime?
Küfür ve bos, gereksiz sözleri olusturan kelimeler

3. Ne sizi heyecanlandırır?
Bilmiyorum.. O kadar çok zaman olduki tam anlamiyla heycanlanmadigim.. Hissizimdir biraz :s

4. Heyecanınızı ne öldürür?
Elestiriler

5. En sevdiğiniz ses nedir?
Ney ve su sesi

6. Nefret ettiğiniz ses nedir?
Cizirtayan çatal sesi, zorlana zorlana kahkaha atmaya çalisan insanlarin sesi

7. Hangi mesleği yapmak istemezsiniz?
ögretmenlik.. çok sorumluluk ve çok sabir gerektiren bir meslek..

8. Hangi doğal yeteneğe sahip olmak isterdiniz?
Bilmem hiç düsünmedim simdide aklima gelmiyor.. Belkide uçmak

9. Kendiniz olmasaydınız kim olurdunuz?
ne tuhaf bir soru bunuda bilemicem

10. Nerede yaşamak isterdiniz?
Dinimi özgürce yasayabilecegim bir yerde

11. En önemli kusurunuz nedir?
O kadar çok ki...

12. Size en fazla keyif veren kötü huyunuz hangisi?
Kötü huydan nasil keyif alinir bilmem.. Ben almam

13. Kahramanınız kim?
Dostlarim

14. En çok kullandığınız küfür?
Küfür kullanmam .

15. Şu anki ruh haliniz nasıl?
çeliskili :/

16. Hayat felsefenizi hangi slogan özetler?
Sen Dogru Ol, Egri Belasi Bulur ;)

17. Mutluluk rüyanız nedir?
Doyasiya Rabbimin ilmini ögrenmek .. Oda yakinda gerçeklesecek insAllah

18. Sizce mutsuzluğun tanımı?
ne cevap verecegimi bilmiyorum :s

19. Nasıl ölmek isterdiniz?
Sessiz ve sakin bi sekilde

20. Öldüğünüzde cennete giderseniz ALLAH 'ın size ne söylemesini istersiniz?O hangi sözleri bana layik görürse onlari söyler bunu düsünmek bana düsmez

Devletnurcum isteee bitti mimledigin için tesekkürler Sevgiler :)

14 Kasım 2010 Pazar

Hayirli Bayramlar :)


Ağzınızı, ruhunuzu ve çevrenizi tadlandıran,

 mutlu, umutlu, bereketli bir bayram dilerim...


Sanat

13 Kasım 2010 Cumartesi

Kustu.



Içindeki biriktirdiği tüm cümleleri kustu.

Rahatladı.

-sandı-
.

..Gülüm'se

Dört şey


Dört şeyi dört yere bırakın;..

*Uyumayı kabre..
          *Rahatı sırat köprüsüne..
                    *Övünmeyi mizana...
                              *Arzu ve istekleri CENNETE...

Hz. Mevlâna

12 Kasım 2010 Cuma

Uzun yorgunluklar..



Susmak kabullenmek değil, cevaptır anlayabilene...

Bil ki, kısa cümleler kuruyorsa insan, uzun yorgunlukları vardır sadece...

9 Kasım 2010 Salı

Ama hepsinde de anlam bir

 


"Beri gel, beri! Daha da beri!
Bu yol vuruculuk ne zamana kadar?
Mademki sen bensin, ben de sen;
Nedir bu senlik ve benlik?

Biz Hakkın nuruyuz, Hakkın aynasıyız.
Şu halde kendi kendimizle ne diye çekişip duruyoruz?
Bir aydınlık, bir aydınlıktan neden böyle kaçıyor?

Haydi, şu benlikten kurtul, herkesle anlaş, herkesle hoş geçin.
Sen kendinde kaldıkça, bir habbesin, bir zerresin;
Fakat herkesle birleştin, kaynaştın mı, bir ummansın, bir madensin!

Dünyada çeşitli diller, çeşitli lügatler var;
Ama hepsinde de anlam bir.

Mevlana

8 Kasım 2010 Pazartesi

6 Kasım 2010 Cumartesi

5 Kasım 2010 Cuma

Aşkın Olmasa

Gökhan Kırdar - Aşkın Olmasa






Aşkın olmasa,
An durur zaman gelir

Aşkın olmasa,
Güneş donar ay söner

Aşkın olmasa,
Ölüm gelir alır gider

...

4 Kasım 2010 Perşembe

Muamma



Sanki içimde bir boşlukla yaşıyorum..

Sanki eksik bir şey var.



Tanımlanamayan, tarif edilemeyen.




Tam bir muamma.






'Gülüm'se~

3 Kasım 2010 Çarşamba

2 Kasım 2010 Salı

Ey gönül!

Ey gönül!
Anlamayanlar seni üzerler, rahatsız ederler;
hatta seni deli, divane ederler, elini ayağını bağlarlar.
Sen içi tatlı, özlü bir yemişe benzersin,
bu yüzden seni hep kırarlar…~ 

Mevlana

1 Kasım 2010 Pazartesi

Namaz...





Göz nurum Ey! canim namaz..
Kıl beni ey! ömrüm namaz...

Secdene Al benide, gül değdir gönlüme. Aşkına yaz benide Yarim Namaz..........

Vuslat